Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
Hide
Details
Clear
History :
waxed end
top [uk]
History
Sentences
Meanings of
"top [uk]"
in Turkish English Dictionary : 1 result(s)
Category
English
Turkish
Mining
1
Mining
top [uk]
n.
maden ocağı tavanı
Meanings of
"top [uk]"
with other terms in English Turkish Dictionary : 29 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
top sawyer [uk]
n.
itibarlı kimse
2
General
top sawyer [uk]
n.
seçkin kimse
3
General
top sawyer [uk]
n.
saygın kimse
Colloquial
4
Colloquial
top oneself [uk]
v.
kendini aşmak
5
Colloquial
top oneself [uk]
v.
önceki başarılarının üstüne çıkmak
Idioms
6
Idioms
top and tail [uk]
n.
hızlıca bebeğin başını ve poposunu yıkama
7
Idioms
top and tail [uk]
n.
bebeğe yarım/hızlı duş aldırma
8
Idioms
top and tail [uk]
v.
hızlıca bebeğin başını ve poposunu yıkamak
9
Idioms
top and tail [uk]
v.
bebeğe yarım/hızlı duş aldırmak
10
Idioms
top and tail [uk]
v.
bir meyveyi/sebzeyi ayıklamak
11
Idioms
top and tail [uk]
v.
bir meyvenin/sebzenin yenmeyecek kısımlarını kesmek/temizlemek
12
Idioms
go over the top [uk]
v.
sınırı aşmak
13
Idioms
go over the top [uk]
v.
çizgiyi aşmak
14
Idioms
go over the top [uk]
v.
aşırıya kaçmak
15
Idioms
be over the top [uk]
v.
sınırı aşmak
16
Idioms
be over the top [uk]
v.
çizgiyi aşmak
17
Idioms
be over the top [uk]
v.
aşırıya kaçmak
18
Idioms
top and tail something [uk]
v.
meyve veya sebzenin iki ucundaki sert kısımlarını kesip atmak (yeşil fasulye)
19
Idioms
top and tail something [uk]
v.
bir meyveyi/sebzeyi ayıklamak
20
Idioms
top and tail something [uk]
v.
bir meyvenin/sebzenin yenmeyecek kısımlarını kesmek/temizlemek
21
Idioms
in the top flight [uk]
expr.
zirvede
22
Idioms
in the top flight [uk]
expr.
üst düzeyde
23
Idioms
in the top flight [uk]
expr.
en iyiler arasında
24
Idioms
in the top flight [uk]
expr.
en üst noktada
25
Idioms
in the top flight [uk]
expr.
birincilik seviyesinde
Media
26
Media
top-shelf [uk]
adj.
çıplak kadın fotoğrafları içerdiğinden çocukların erişemeyeceği raflarda saklanan (dergi)
Botanic
27
Botanic
top fruit [uk]
n.
ağaçta yetişen meyve
28
Botanic
top fruit [uk]
n.
meyve ağacı
Theatre
29
Theatre
top-liner [uk]
n.
gösterinin yıldızı olan önemli şovmen
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of top [uk]
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy